
ORADA BİR KÖY VAR UZAKTA-33
> Akdeniz de Dusler gerceklesiyor..! bir bir..gun be gun...artarak ..cogalarak..yeni umutlar yeserterek..toplumsal degisim ve donusumun etkilerini..sonuclarini..
> Buyuk kentlerin içinden çıkılması güç hapishanelere dönüştürdüğü yaşamlarını sorgulayan dostlarımız bazen uzun dönemli bazen herşeyi geride bırakarak yanımıza geliyor..kulağa dolgun gelen maaşlar mı ruhu ve bilinci dolduran gerçek yaşanmışlıklar mı..!
> Doğa, doğal yaşam, beklentisiz paylaşmak,( tam da unutmuşken ) ,özgürce üretmek ve düşlerin kapısını açık bırakmak..cazip geliyor...Akademi bşr cazibe merkezi olarak kapılarını a ve kollarını açıyor..! Hem de öyle laf olsun diye değil; tesise giriş kapısı bile yapmaksızın..kuralları ve alışkanlıkları yıkarak..saklayacak birşeyimiz olmadığından...ve tersine paylaşacak çok şeyimiz olduğu için..hoş geliyor herkes..tereddüt etmeden..benimseyerek..kendini ve kendine ait hissederek..Dağıstan da kapıların üzerinde o aileyi tanımlayan kapı üzeri yazıları olurmuş ..Resul Hamzatov un " Benim Dağıstanım" kitabında şöyle aktarıyor mesela birini ; " Ey yolcu , haneme uğramadan geçersen eğer, fırtınalar üstüne olsun..! Ey konuk, hamenden hoşnut kalmazsan eğer boranlar, tayfunlar benim üstüme olsun..!"
> Ayşe teyze Akademi ye dönüşen eski okul binasına ilk adımını atarken duraksadı, ellerini göğsüne kavuşturdu..kendinden güç aldı..ve besmele çekerek meraklı ama biraz da tedirgin gözlerle artık muhteşem bir kütüphane olmuş müsamere salonuna girdi...iki adım sonra durdu ve ağlamaya başladı..başını öne eğdi..bu yakalanmışlıktan utandı belki..ama tutamadı kendini..hızla ve hatta neredeyse koşarak en köşedeki kendi okudugunu mırıldandığı sınıfa doğru gitti gözyaşlarını bırakarak...40 yıldır evli olduğu eşi ile bir koşuşturma sırasında nasıl tanıştığını artık hiç çekinmeden tüm detayları ile anlattı...sarıldı...ve oğlum tebrik ediyorum dedi...anılarımızı bize geri kazandırdığınız için..
> dedi Mustafa amca da...nasıl koridorda kaçamak top oynadıklarını , falanca öğretmenden nasıl dayak yediklerini anlatarak...torunları..
>
> Hergün..her saat ..her an..bir degisim hikayesine tanik oluyoruz...!
> bu köy yakın olmaktan öte..artik bizim...ve biz de " yasadigimiz yere benziyoruz artik..o yerin topragina..suyuna..suyunda yüzen balığına.."(*)
> toprağı..rüzgarı..güneşi..
> sedir ağacının kokusu..denizinin rengi ve yosunu oluyoruz..gün be gün..!
> Şimdi sıra sizde...Siz hangisi olmak istersiniz..?
>
> ercan tutal
> 28 mart 2014